ŞİLİ ÇÖLÜNDE BİR ŞEHİR:IQUIQUE
Balkonumuzdan şehir görünümü |
Uçaktan taksi ile gelirken ilk gözümüze çarpan şehrin etrafındaki kumla kaplı dağlar idi.Resmen çöle gelmiştik.
Gece Manzaramız |
evimizden çöl manzaraları |
Bizi sadece en çok rahatsız eden alakasız saatlerde siren gibi çalan kilise çanları idi önce araba sireni zannetmiştik.Üstelik şehir de çok emniyetli idi.5 gün kaldık şehri gezdik,tekne gezisi yaptık,çöle tur aldık residence ta kalan bir arkadaşımız bile oldu.Orengo ilk gece resepsiyon ile anlaşamayınca bana tercumanlık yaptı.Resepsiyona rooftaki çamaşırhaneden randevu almak istediğimi ve en yakın pizacıdan sipariş vermek istediğimi söylemiştim.Çamaşırlarınızı bende de yıkayabilirsiniz dedi,yakındaki pizacıya götürdü sipariş verirken ve ödeme yaparken yardımcı oldu.Hatta pizza paketini oğluna taşıttırdı.Gezmenin ruhu da bu zaten dünyanın heryerinde iyi insanlar da var onları tanımak insana çok şey kazandırıyor.Orengo ile facebook'tan hala görüşüyoruz.
Orengo ile Plaza Plat'ta |
İyi ki de gitmişiz Iquique'ye.Hem dinlenip plan yaptık hem de değişik bir deneyim oldu.Bunlardan en ilginç olanı Çöl Turu idi.Turumuzu şehir merkezinden bir acenteden aldık.İngilizce rehberlik istediğimizi de söyledik.Ancak Güney Amerika gezimizin çoğunda olduğu gibi tursitler de Güney Amerikalı olduğu için bizden başka İngilizce konuşan yoktu, tur rehberimiz de zaten her anlattığını bize tercüme edecek kadar İngilizce bilmiyordu, gördüğümüzle yetindik, araştırmamızı sonra yaptık.Turun bizi götürdüğü yerler:
1857 yılında İngiliz Kimya mühendisi Humberstone tarafından işletmeye açılan bu maden Atacama çöl bölgesinin doğal çok zengin maden yatağı olan potasyum nitrit bu bölgede çıkartılmış.
saat kulesi
O dönemde madende aileleriyle birlikte 3500 kişi yaşamış.O nedenle de hayalet şehirin ruhunu terkedilmiş sokaklar ve meydanlarda,müze haline dönüşürülmüş yapılarda,sergilenen mutfak,okul,maden araştırması için kullanılan gereçler ve fotoğraflarla yaşamak mümkün.
Bu çöl ikliminin ortasında Oasis denilen vahalar var.Buralarda kaplıca niteliğinde havuzlar küçük bahçeler ve restoran işletmeleri bulunuyor.Yemek molamızı bunlardan birinde verdik Matilla'da.Daha sonra ise Pica'da bir kaplıca havuzuna gittik.
Yemek molası verdiğimiz vahada restoranın işletmecileri
Pica Kaplıca Havuzunda yüzenler
LA TIRANA
En ilginç deneyimeerimizden birini de burada yaşadık.Bu kasaba dini ritülleri ile ünlü imiş.Sonradan okuduklarımıza göre özellikle temmuz ayında yapılan Lady of Mount festivalleri ile ünlü imiş.Ancak tur dönüşünde şöförümüz bizi bu kente götürerek çok şanslı olduğumuzu 5 Aralık'ta bu kasabada Negro'ların kutladığı yılbaşı festivalini göreceğimizi söyledi.Gerçekten bir renk dans cümbüşünün içinde bulduk kendimizi.Meraklısı olanlar ayrıca hiristiyanlıkta 3 King inanışına bakabilirler.İsa'nın doğuşu İspanyol kökenli bazı ülkelerde bu tarihte kutlanıyormuş.(bkz Epiphany)
Video'ya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder