İLGİNÇ ANILARIMIZ İÇİN RESMİ TIKLAYINIZ

KAMBOCYA




Kamboçya'ya iki kez gittik.1.seferde 2007'de Seam Reap ve Phnom Penh'e 2. seferde 2010 da  ise Kamboçya'nın güney kısmına gittik.Kırmızı çizgiler ilk rotamız mavi çizgiler ise ikinci rotamız.
Seam Reap,Phnom Penh
Şubat 2007 de büyük eşyalarımızı Koh Lanta Blue Sky da bırakıp sırt çantalarımızı alarak Bangkok'tan  Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh’e  uçakla gittik.Phnom Penh'de kalmayıp Seam Reap'e (Anchor Watt)  otobüsle gitmeye karar verdik.Otobüs durağı denilen yer bir acente, önünde de bir otobüs tıklım tıkış.Bilet aldık,bindik baktık yer yok indik şoför geldi çocukları filan kaldırdı annelerinin kucağına oturttu bize yer açtı itiraz edemedik bindik.Neyse gurultu patırtı derken Seam Reap’e yaklaşık 60 km kala otobüsün arkasından dumanlar çıkmaya başladı biz bağırdık durdu herkes panik halinde indi.Biz yoldan gecen bir taksiyi durdurduk 10 dolara kapağı otele attık.Şoförümüz genç bıçkın bir delikanlı idi 10 dolara bizi kazıkladığını düşündü.Öyle hızlı gittik ki,önümüze çıkan bir yaban domuzu ve de boğayı çiğniyorduk az kaldı.Otele geldiğimizde eşimin dudağı uçukladı.
Seam Reap’te 3 Phnom Penh’de de 3 gün kaldık.Seam Reap’ten Phnom Penh’e dönüşte otobüs yerine Asya'nın en büyük göllerinden Tonle Sap gölü üzerinden tekne ile yine 5 saate geçtik.Göl yolculuğuna başlamadan Siem Reap'ın kenar mahallelerinden geçerek  iskeleye yürümemiz gerekiyordu.O barakaların arasında gördüğümüz yoksulluğu aç çocukları unutamam.Oradan geçeceğimizden haberimiz olsa yanımıza yiyecek çok şey alırdık Sadece elimizde otel tarafından kahvaltı olarak verilen kumanyayı tereddütsüz verdik.Göl üzerindeki yaşam ilginçti,saldan yapılan evler,yine saldan yapılan okula kayıkla giden çocuklar gördük.Açlığın fakirliğin orada  olduğunu  gole giderken içinden geçtiğimiz yerleşimdeki evlerden ve insanlardan anladık,içimiz burkuldu.
Seam Reap
Bu bölge adını Siam'a(Bugünkü Tayland) karşı zafer anlamını taşıyormuş Kamboçya'nın Khemer krallığının Siam krallığını yenerek ülkelerinden kovması üzerine verilmiş bu ad.Ama bölgenin asıl önemi 19. yüzyılda Fransızlar tarafından keşfedilen ve şu anda da Unesco Dünya Mirasları arasında bulunan Angkor Watt .Khemer uygarlığının  ve Hindu Tapınaklarının eşsiz mimari şaheseri.Aşağı yukarı 800.000 m2 lik bir alana yayılmış olan yerleşim 12.yüzyıla ait Khmer medeniyetini yansıtıyor.Kum taşından yapılan ve Kule şeklinde yükselen tapınaklar görülmeye değer.Bu alana şehirden tuk tuklarla gidiliyor.Girişte 1,2 ve 3 günlük bilet almanız mümkün.Eğer bir tarihçi iseniz veya merakınız varsa 1 gün o tapınakları gezmeniz için yetmeyebilir.Tabi en ilginç olay da ormanın içerisinde gömülü olarak keşfedilen tapınaktaki banyan ağaçlarının binalara sarılışı.
 Şu anda Kamboçya'nın ve dünyanın en önemli turist merkezlerinden biri haline gelen Seam Reap'te çok yeni güzel oteller restoranlar bulmak mümkün.Biz orada Angkor Hotel'de kaldık.Booking.com dan rezervasyon yaptık.Yürüme mesafesinde nehrin karşı kıyısında Phanha Khmer restaurant ta yemek yedik.Oteli de restoranı da tavsiye ederim.Şehir merkezinden tekne biletimizi aldık,alışveriş yaptık. Night Markete uğradık.Yabancılar buraya turistik amaçlı ciddi yatırımlar yapmışlar.Tabi macera aramıyorsanız buraya gelmenin en kolay yolu ya Bangkok'tan bir uçuş almak ya da direkt uçuşları araştırmak THY'nin Türkiye'den de artık var.

Phonom Penh
Kamboçya'nın başkenti.Güzel bir şehir sarayı,tapınağı,göl kenarında restoranları ile sakin,ağırbaşlı.Ancak fakirlik ve geri kalmışlık ülkede her yerde hissediliyor.Biz şehri tuk tuk kiralayarak gezdik.Benim için en çarpıcı şey Kamboçya'da 1976-1979 yıllarında başbakanlık yapan kızıl kemerlerin kurucusu Pol Potun yaptığı soykırımı gösteren müze idi.İnsanların ne denli zulüm yapabileceğinin en çarpıcı örneğini ölüm tarlalarında gördük.Öldürülen insanların kafataslarından ve kemiklerinden yapılan bu  müze ibret alınması için Kamboçya'lılar tarafından sergileniyor.Biz orada yine aynı isimli Angkor International Hotel 'de kaldık.3 yıldızlı tipil bir asya oteli idi.Çok temizdi ve merkeziydi.Orada  Mekong nehri kenarına yürüdük.Arkadaki AVM de  ve büyük bir çin restoranında yemek yedik.(Tinat Restaurant).


Kamboçya'ya ikinci gidişimiz 2010 yılında oldu.Bkz Rotamız.Tayland'ın Trat'a yakın sınırından çıkış (Hat Lek)yaparak sırası ile Sihanoukville,Kampot ve Kep'e gttik.Kep'ten de Vietnam'a geçerek güneydeki Vietnam adası olan Phu Qoac adasına devam ettik.
Sihanoukville,Kep 
Tayland sınırından geçince Kamboçya sınırından Sihanoukville 250 km ve  belirli saatlerde otobüs varmış ama seyrek, ayrıca sınır şehri olan Koh Kong yarım saatmiş orada geceleyip Sihanoukvill'e gidebilirmişiz. Ancak biz üzerimize atlayan taksi şoförlerinden eli yüzü en düzgün arabası en düzgün olanını seçerek 20 dolara gittik.Şehir Kamboçya'nın tek sahil şehri, birkaç plajı  var.Otel sayısı ciddi anlamda çok.Bizim gidişimiz 8 mart kadınlar gününe denk geldi.Bütün oteller tıklım tıklım yerli turist doluydu inanamadık.Şoförümüzle beraber otel otel gezdik .Kamboçya'da  sık görüldüğü gibi birçok yerinde yabancı yatırımcılar hakim.Otelleri ve restoranları var.Onlardan birtanesinde bir amerikalı harleycinin otelinde yer bulduk kaldık.Motor kiraladık,şehri turaladık.Ama hiçbir plaj bize cazip gelmedi.Tesis olan yerler çok pisti.Şehrin bazı bölgeleri yemyeşil güzel parkları olan,önü beyaz kumlu halk plajı olan yerlerdi.Oradan denize girdik.(Independence Beach).











 Sonra bazı arkadaşlarımızdan başka bir bölgesi hakkında bilgi aldık.Adı Victory seneye orayı görmek istiyoruz.Orada da fransızlar çoğunlukta imiş.Bir de Siahaoukville'lin karsi kiyisindan son zamanlarda cok gidilen bir ada var(Ko Rong)bir tatil cenneti.Tavsiye ederim.Bizi Sihanoukvill'e götüren şöförle randevulaştık 3 gün sonra bu sefer bizi oradan alıp Kampot üzerinden Kep'e götürdü.












Kep küçücük şirin bir sahil kasabası birkaç tane lüks otel var ama şehir merkezinde çok temiz 'guest house' lar ve uygun restoranlar bulabilirsiniz.Bir zamanlar yani 1970 li yıllara kadar Fransız ve Kamboçyalı elitlerin sayfiyesi olan Kep'te bugün bütün o villalar virane haline gelmiş.Pol Pot'un kominist rejim  döneminde bütün zenginler villalarını terkedip gitmişler. Bir tane plajı var ama kimse denize girmiyor.Deniz hem kayalık hem de bulanık.Kamboçya Tayland gibi değil turiste çok alışkın değiller o nedenle de Tayland gibi kendinizi özgür hissedemiyorsunuz.Ancak yeni yeni o virane villalar restore edilip turizme açılıyor.Kep'te de motor kiraladık,çevreyi gezdik,yengeç restoranları vardı deniz kenarında.Yengeçleri canlı canlı  gözlerine şiş batırıp öldürüyorlar.Ama tonlarca yengeç yakalıyorlar.İçimiz acıdı.Biz orada deniz kenarında Amerika'dan memleleketine dönüş yapan  bir Kamboçyalı'nın deniz kenarındaki otelinde kaldık.Çok temiz ve güzeldi.(Sarovan-Kep Hotel).

Hiç yorum yok:

BANA ULAŞIN.......

Ad

E-posta *

Mesaj *

BOYADIĞIM MERCAN TAŞLARI