Valparaiso-Vina del Mar

VALPARASIO-VINA DEL MAR

Bir çok gezi yazısından ve gidip görenlerden duyduklarımıza göre Valparaiso tepeler üzerine kurulmuş renkli boyalı evleri,bohem mahalleleri,şık restoranları ile görülmesi gereken bir yerdi.Üst sokaklara ana caddeden çıkan fünikülerler de  ayrı bir atraksiyondu. Özellikle Valparaiso yılbaşındaki havai fişek gösterileri ile meşhurdu.Yeni yılda bütün Şili özellikle de Santiago halkı akın akın bu beldeye geliyordu.Hem orada olmak istiyorduk hem de çok kalabalık ve izdiham olursa bu gösteriyi izlemek zor olur diye düşünüyorduk.Ben günlerce araştırma yaptım Airbnb 'den.Tahminim üzere deniz manzaralı güzel evler aylar öncesinden rezerve edilmişti.Birkaç ev seçeneğimiz vardı.Ancak google earth den 3 boyutlu olarak bakınca kiralık rezidanslar  güzel fakat bulundukları çevrenin düzensiz ve eski olduğu izlenimi uyandı.Bu arada yine okuyarak Valparaiso'ya yaklaşık 8 km uzaklıkta başka bir kıyı kasabasının olduğunu,buranın yeni gelişen modern yemyeşil ve çok temiz bir belde olduğunu öğrendik.Orada da aynı gösteriler varmış.Sonuçta Airbnb den bulduğumuz ev bizi hayrete düşürdü.Denizin dibinde 15 katlı bir rezidansın 7.katında 2 yönlü deniz manzaralı ve 2 odalı bir daire bulduk.

Evimizden Vina del Mar'ın gündüz ve gece manzarası

Evimizin yeri,manzarası gerçekten çok güzeldi.Her yer yürüme mesafesinde idi.Marketten peynir ekmek, su , domates bira vs aldık.Yürürken akşam yemek yiyeceğimiz yeri de ayarladık hatta rezervasyon bile yaptık.Bar La Moneda çok keyifli çok kalabalık.Atıştırmalık güzel menusu var.

Akşam yemeği için ikinci gün ise tercihimiz deniz kenarı oldu.Tierra de Fuego da servis ve yemekler mükemmeldi.Hatta yılbaşı için rezervasyon yapalım mı diye düşündük.Fiks menu yapmışlar aynı tabağa 3 misli para vermek komik geldi zaten bizim evden manzaramız daha bile güzeldi.

Santiago 'dan bindiğimiz otobüs bizi Vina de Mar otobüs terminaline bıraktı.Yolculuğumuz yaklaşık 2 saat sürdü. Vina Del Mar düzenli temiz yeni bir şehir.İnsanları güleryüzlü ve yardımsever.Evimize ilk girdiğimizde temizlik yapılıyordu.Evimiz temizleyen bayanla arkadaş olduk.Bana en yakın marketi Valparaiso'ya giden otobüs durağının geçtiği caddeyi filan gösterdi. Facebook tan arkadaş olduk.Her an beni arayabilirsiniz bir ihtiyacınız olursa dedi.İlk defa bu kadar iyi İngilizce konuşan birini gördük.Uzun süre Amerika'da  kalmış değişik bir hayat hikayesi var.Christina ile sohbet sırasında Arjantin, Brezilya ve Uruguay'da da öğrendiğimiz gibi Türk dizilerinin Latin Amerika'da çok sevildiğini bir kez daha anladık.Hatta bize TV deki Türk Dizi kanalının numarasını verdi.Tesadüf o gece Sıla gösteriliyordu İspanyolca dublajlı gerçekten çok komikti.Uruguay sokaklarındaki otobüslere yapıştırılan reklam afişlerinde El Sultan diye gösterilen Muhteşem Yüzyılın Hürrem'li  resimleri gerçekten enteresandı.Bu nedenle de Türk olduğumuzu öğrenen herkesin bize daha bir sıcak yaklaşımı olduğunu hissettik

Aşağıdaki resimler Vina del Mar'dan.Görüldüğü gibi plajları çevre düzenlenmesi ile Santiago'nun sayfiyesi olan bu beldede birçok Şili'linin yazlığı var.

Ertesi gün Otobüse atlayıp meşhur Valparaiso'ya gittik.Şehir gerçekten ilginç dedikleri kadar.Zaten UNESCO tarafında korunmaya alınmış şehirler arasında. Tepeler üzerine kurulmuş.Bazı sokakları düzenlenerek daha turistik hale getirilmiş.Bu sokaklara çıkmak için şehirde çeşitli yerlerde 16 adet füniküler bulunuyormuş.Şu anda 2 veya 3 tanesi aktif olarak kullanılıyor. Ancak eskiyle yeninin,temiz ile kirlinin,bakımlı ile bakımsızlığın bir arada olduğu görsel bir kirlilik vardı hoşumuza gitmeyen.Şehir biraz dağınık geldi.Bir de liman olunca gemi yanaşma iskeleleri,yükleme platformları, vs denizin görüntüsünü bozmuştu.O nedenle İyi ki Vina del Mar da kalmışız dedik.Hem daha düzenli hem de plajı olan bir yerdi bizimki.Ama tabi enteresan bir şehir Valparaiso görülmeye değer.Aşağıda Valparaiso'dan görüntüler.

Valparaiso Limanı

Finükülerin oturduğumuz kafeden görünüşü

Cerro Conception Valparaisoda'ki tepelerden biri.Bu ara sokaklarda küçük kafeler,sanat merkezleri var.Ya merdivenlerden tırmanarakya da asensörlerden birini kullanarak bu tepelere ulaşabilirsiniz.

tipik boyalı evler

Genel Görünüş

Plaza Sotomayor'da yılbaşı sergileri

Yukarıdaki ve aşağıdaki iki resim Nobel Ödüllü Pablo Neruda'nın evine aittir.

Pablo Neruda'nın Isla Negra'daki evine Valparaiso'ya yaklaşık bir buçuk saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra ulaşılıyor.Belirli aralıklarla kalkan belediye otobüsleri ile ulaşmak mümkün ancak otobüs seferleri turistik değil o civar yerleşimlere giden herkes kullanabiliyor.Kalabalık değil ancak otobüsü beklemek saatinin öğrenmek kolay değil.Bu nedenle mesela dönüşümüzde oldukça uzun süre durakta otobüs bekledik.Yol boyu şirin yerleşimlerden geçerek ulaşıyorsunuz Neruda'nın evine.Giriş için bilet alıp sıraya girmek gerekiyor.Beklerken evin dışını çevresini dolaşıp bir kahve içebilirsiniz.Girişten önce hangi dilde rehberlik almak istediğinizi soruyorlar ona göre grupluyorlar.Ev Neruda'nın kişiliğini şair ruhunu eşine olan sevgisini yansıtıyor.Adeta evi gezerken Neruda'nın ruhunu hissediyorsunuz.Evin her köşesi ayrı güzel.Misafirlerini ağırladığı yemek salonu,eşssiz tablo ve biblolar,denize açılan yatak odası,Pablo Neruda'nın çalışma ortamı ile mimariye de çok meraklı olan şairin yarattığı şiirimsi ortam gerçekten etkiliyor.Maalesef içeride fotoğraf çekemediğimiz için sadece dış mekanı görüntüleyebildik.

Yılbaşı günü birçok yer kapalı oluyor Güney Amerika'da.Biz de bir gün öncesinden etimizi şarabımızı peynirimizi aldık marketten,yılbaşı gecesi kendimize güzel bir sofra hazırladık.12 'ye yakın da rezidansın sadece kalanlara özel bahçesine indik.

Valparaiso dan başlayıp Vina del me Renaca ve Concon gibi kıyı kasabaları boyunca yaklaşık
20 km'lik bir sahil şeridinde denizin üzerine belirili aralıklarla kurulan platformlarda atılan havai fişekleri seyretmek,rezidansımızın bahçesinde Şili'li komşularımızın ikram ettiği köpüklü şampanya ile yeni yıla girmek muhteşemdi.Şili halkı çok medeni kibar,gittiğimiz her yer çok emniyetli idi.

Videomuzun linki için tıklayınız